Doğaya Gel
Taliptir Doğa İnsanın Kalbine
Bulutlara bakarken ışığı arar aslında gözler. Görmek istenilen insanın içini ısıtacak bir güneştir, bir tebessüm gibi. Ardından gelir yeşilin sesi. Önce mavi der insan. Mavi, beyaz ve güneş. Kalanı tefarruat zannetse de aklına takılan hüzünle kayar gözler yeşile.
Bazen bahar taneleri ile dolu toprak, bazen de yaz neşesi yeşil ve çiçekler temizler insanın kalbini. Huzur denilen şey de bu arınmış kalpte doğar mavinin içindeki güneş gibi.
İşte belki de bu yüzden kutsaldır yeryüzü. Eski bir değirmen gibi olsa da silik topraklar, aittir her zaman insanın kalbine. Taliptir yeryüzü her zaman insanın kalbini temizlemeye. Bizim de sesimiz bu yüzden çıkar “Doğaya gel” diye.